Ana Sayfa Gündem 27 Ağustos 2024 29 Görüntüleme

İDDK: Disiplinde suç işleme kastının var olup olmadığının saptanması gerekir

Danıştay 12. Daire: Ceza hukukundaki kast unsuru disiplin hukukunda da aranır

Kamu görevlilerinin disiplin cezasıyla cezalandırılabilmeleri için, disipline aykırı eylem veya işlemlerin sübut bulup bulmadığının, usulüne uygun olarak yapılacak soruşturma ile ortaya konulması, soruşturma aşamasında, kamu görevlisinin lehinde ve aleyhinde olan her türlü bilgi ve belgenin toplanması, bilahare disipline aykırı davranış olarak tespit edilen eylem nedeniyle, eylemine uygun olan disiplin cezası maddesinin tayini ve uygulanması gerektiği, ayrıca, takdir edilen disiplin cezası ile ilgilinin eylemi arasında adil bir denge bulunması disiplin hukuku ilkelerinden olup, bu denge kurulurken, olayın oluş biçimi, ilgilinin suç kastının bulunup bulunmadığı, irade dışı etkenlerin eylemin meydana gelmesine etkisi gibi hususların da göz önünde bulundurulması gerektiği,
Disiplin soruşturmasına konu olan bir fiilde kasıt unsurunun varlığından bahsedebilmek için ise, suç sayılan bir eylemi gerçekleştirme iradesinin varlığı, bir başka deyişle işlenen fiil sonunda suç işleme maksadının var olup olmadığının saptanması gerektiği,
Kastın, Ceza Hukukunda ve Disiplin Hukukunda failin, bilerek ve isteyerek bir zararın doğmasını istemesi olarak tanımlandığı,

Olayda memurun kastı yoktur

İDDK ısrar kararını hukuka aykırı bularak bozdu.

T.C.
DANIŞTAY
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No: 2023/2117
Karar No: 2024/163

İSTEMİN KONUSU:
… İdare Mahkemesinin. tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: . Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde müdür olarak görev yapan davacının, hakkında yapılan disiplin soruşturması sonucunda, tevhiden 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/C-(a) maddesi uyarınca 1/30 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin işleme karşı yaptığı itirazın reddine ilişkin . tarih ve . sayılı Manisa İl Milli Eğitim Disiplin Kurulu kararının iptali ile işlem nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti:
… İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararıyla;
Davacının müdürü olduğu okulda ders programına alınmasının unutulması nedeniyle bir sınıfta boş geçen İngilizce dersinin sayısının kaç olduğununun tespitinin ders defterlerinin incelenmesi sonucunda kolaylıkla tespit edilebileceği, okul müdürünün boş geçen İngilizce ders sayısını bilmemesinin mümkün olmadığı, ilk ifadesinde 16 saat İngilizce dersi okutulmadığı ve 16 saat telafi programı uygulanarak sorunun giderildiğini beyan etmesine rağmen ek ifade vererek İngilizce dersinin 16 saat değil 26 saat okutulmadığı, öğrencilerin işletmelerde staj yapması, dershaneye gitmeleri nedeniyle okula gelmekte zorlandıklarını söylemeleri üzerine 16 saat yoğunlaştırılmış telafi eğitimi uyguladıkları yönünde ifadesini değiştirmesinin durumu yönetme çabası içinde olduğunu gösterdiği, soruşturmanın tamamlandığı tarihten sonraki bir tarihte eksik kalan 10 saat İngilizce dersinin telafi eğitiminin yapılmasının da davacının ek beyanında belirttiği gibi telafi eğitiminin 26 saatlik dersin 16 saatte yoğunlaştırılmış bir şekilde yapılmadığını ortaya koyduğu, kaldı ki davacının telafi eğitimi için Kaymakamlıktan olur istediği yazıda da okullarında AML 12/A sınıfında boş geçen İngilizce ders sayısının 16 saat olduğunu belirterek, yoğunlaştırılmış olduğunu belirtmeksizin 4 hafta boyunca toplam 16 saat telafi eğitimi için olur istediği anlaşıldığından, boş geçen İngilizce dersini kasıtlı olarak 16 saat bildirmek suretiyle 16 saat telafi eğitimi yapılmasını sağlayarak öğrencileri 10 saat dersten yoksun bırakan davacının, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/C-(a) maddesi uyarınca aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Daire kararının özeti:
Danıştay Onikinci Dairesinin 14/01/2020 tarih ve E:2016/5782, K:2020/50 sayılı kararıyla;
Kamu görevlilerinin disiplin cezasıyla cezalandırılabilmeleri için, disipline aykırı eylem veya işlemlerin sübut bulup bulmadığının, usulüne uygun olarak yapılacak soruşturma ile ortaya konulması, soruşturma aşamasında, kamu görevlisinin lehinde ve aleyhinde olan her türlü bilgi ve belgenin toplanması, bilahare disipline aykırı davranış olarak tespit edilen eylem nedeniyle, eylemine uygun olan disiplin cezası maddesinin tayini ve uygulanması gerektiği, ayrıca, takdir edilen disiplin cezası ile ilgilinin eylemi arasında adil bir denge bulunması disiplin hukuku ilkelerinden olup, bu denge kurulurken, olayın oluş biçimi, ilgilinin suç kastının bulunup bulunmadığı, irade dışı etkenlerin eylemin meydana gelmesine etkisi gibi hususların da göz önünde bulundurulması gerektiği,
Disiplin soruşturmasına konu olan bir fiilde kasıt unsurunun varlığından bahsedebilmek için ise, suç sayılan bir eylemi gerçekleştirme iradesinin varlığı, bir başka deyişle işlenen fiil sonunda suç işleme maksadının var olup olmadığının saptanması gerektiği,
Kastın, Ceza Hukukunda ve Disiplin Hukukunda failin, bilerek ve isteyerek bir zararın doğmasını istemesi olarak tanımlandığı,
Bakılan olayda, soruşturma kapsamında alınan ifadeler ile dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin bir bütün olarak değerlendirilmesinden, İngilizce dersinin ders programında yer almadığının kısa süre içinde farkedildiği, okul yönetimi ve İngilizce öğretmeninin telafi programı hazırlanırken öğrencilerle görüştüğü, öğrencilerin işletmelerde staj yaptıkları ve dershaneye gitmeleri nedeniyle ilgili mevzuatında belirtilen ders saatine uygun olarak 16 saat yoğunlaştırılmış ders programının hazırlandığı ve Kaymakamlık Oluru ile gerçekleştirildiği hususları göz önüne alındığında, davacının anılan fiilin işlenmesinde kasıtlı davrandığından söz edilemeyeceği,
Bu durumda, davacının olayda kasıtlı olarak hareket ettiğinden bahisle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle temyize konu … İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi ısrar kararının özeti: … İdare Mahkemesinin . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararıyla; davanın reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI:
Davacı tarafından, soruşturmaya zamanında başlanmadığı, okulda 12. sınıf öğrencilerinin haftada üç gün işletmelere gittiği ve teorik eğitimin sadece iki gün yapıldığı, haftalık ders programında İngilizce dersinin eksik tutulduğunun fark edilmesi üzerine İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü vasıtasıyla ilgili mevzuat çerçevesinde Kaymakamlıktan Olur alınarak telefi eğitimine başlandığı, dersin 10 saat boş kaldığı, ancak burada herhangi bir kastın söz konusu olmadığı belirtilerek ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI:
Davalı idare tarafından, İdare Mahkemesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK H KİMİ .’IN DÜŞÜNCESİ:
Temyiz isteminin kabulü ile ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
Manisa ili, Yunusemre ilçesi, . Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde müdür olarak görev yapan davacı hakkında şikayet üzerine soruşturma başlatılmış, yapılan disiplin soruşturması sonucunda düzenlenen . tarih ve . sayılı soruşturma raporunda;
2014-2015 eğitim öğretim yılında, AML 12/A sınıfında, okulun açıldığı ikinci hafta yapılan program değişikliği nedeniyle, İngilizce dersinin müfredat programında olmasına rağmen, haftalık ders programına alınmaması nedeniyle 25/09/2014-07/11/2014 tarihleri arasında, 26 saat dersin boş geçtiği, ancak davacının kasıtlı olarak 16 saat dersin boş geçtiğini iddia ederek 16 saat telafi eğitimi yapılmasına neden olarak öğrencileri 10 saat dersten yoksun bıraktığının sübuta erdiğinden bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/C-(a) maddesi uyarınca aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılması; doğum öncesi istirahat raporu alan dil anlatım dersi öğretmeni olan G.K.D ile kurumdan 31/10/2014 tarihinde ayrılan tarih öğretmeni H.F.’nin boş geçen derslerinin okulda bu dersleri verecek başka öğretmenler olmasına rağmen derslerin başka öğretmenlere zamanında dağıtılmasını sağlamadığı, böylece dil anlatım dersinin yaklaşık iki hafta, tarih dersinin ise bir hafta boş geçmesine neden olarak öğrencileri zarara uğrattığının sübuta erdiğinden bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/B-(a) maddesi uyarınca kınama cezasıyla cezalandırılması; okulun temizliğini sağlayamadığının sübuta erdiğinden bahisle, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/A-(a) maddesi uyarınca uyarma cezasıyla cezalandırılması gerekmekte ise de tevhiden 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/C-(a) maddesinde yer alan, kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek fiili nedeniyle aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmasının teklif edilmiş,
Yunusemre İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün . tarih ve . sayılı işlemi ile soruşturma raporuyla getirilen teklif doğrultusunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/C-(a) maddesi uyarınca, 1/30 oranında aylıktan kesme cezasıyla cezalandırılmış, bu işleme karşı yaptığı itiraz Manisa İl Milli Eğitim Disiplin Kurulunun . tarih ve . sayılı kararı ile reddedilmiştir.
Bunun üzerine itirazın reddine ilişkin anılan işlemin iptali ile özlük ve parasal haklarının ödenmesine karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT :
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/C-(a) maddesinde, “Kasıtlı olarak; verilen emir ve görevleri tam ve zamanında yapmamak, görev mahallinde kurumlarca belirlenen usul ve esasları yerine getirmemek, görevle ilgili resmi belge, araç ve gereçleri korumamak, bakımını yapmamak, hor kullanmak” 1/30 ila 1/8 oranında aylıktan kesme cezasını gerektiren fiil ve haller arasında sayılmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Kamu görevlilerinin disiplin cezasıyla cezalandırılabilmeleri için, disipline aykırı eylem veya işlemlerin sübut bulup bulmadığının, usulüne uygun olarak yapılacak soruşturma ile ortaya konulması, soruşturma aşamasında, kamu görevlisinin lehinde ve aleyhinde olan her türlü bilgi ve belgenin toplanması, bilahare disipline aykırı davranış olarak tespit edilen eylem nedeniyle, eylemine uygun olan disiplin cezası maddesinin tayini ve uygulanması gerekmektedir. Ayrıca, takdir edilen disiplin cezası ile ilgilinin eylemi arasında adil bir denge bulunması disiplin hukuku ilkelerinden olup, bu denge kurulurken, olayın oluş biçimi, ilgilinin suç kastının bulunup bulunmadığı, irade dışı etkenlerin eylemin meydana gelmesine etkisi gibi hususlar göz önünde bulundurulmalıdır.
Disiplin soruşturmasına konu olan bir fiilde kasıt unsurunun varlığından bahsedebilmek için ise, suç sayılan bir eylemi gerçekleştirme iradesinin varlığı, bir başka deyişle işlenen fiil sonunda suç işleme maksadının var olup olmadığının saptanması gerekmektedir.
Kast, Ceza Hukukunda ve Disiplin Hukukunda failin, bilerek ve isteyerek bir zararın doğmasını istemesi olarak tanımlanmaktadır.
Bakılan olayda, soruşturma kapsamında alınan ifadeler ile dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerin bir bütün olarak değerlendirilmesinden, İngilizce dersinin ders programında yer almadığının kısa süre içinde farkedildiği, okul yönetimi ve İngilizce öğretmeninin telafi programı hazırlanırken öğrencilerle görüştüğü, öğrencilerin işletmelerde staj yapmaları ve dershaneye gitmeleri nedeniyle ilgili mevzuatında belirtilen ders saatine uygun olarak 16 saat yoğunlaştırılmış telafi ders programının hazırlandığı ve Kaymakamlık Oluru ile gerçekleştirildiği hususları göz önüne alındığında, davacının anılan fiilin işlenmesinde kasıtlı davrandığından söz edilemeyeceği sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, davacının olayda kasıtlı olarak hareket ettiğinden bahisle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Dava konusu işlemde hukuka uyarlık görülmediğinden davacının bu işlem nedeniyle nedeniyle yoksun kaldığı özlük haklarının iadesi ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerekmektedir.
Bu itibarla, davanın reddi yolundaki temyize konu … İdare Mahkemesi ısrar kararında hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın reddine ilişkin … İdare Mahkemesinin temyize konu . tarih ve E:., K:. sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/02/2024 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Tema Tasarım | Osgaka.com