Ana Sayfa Teknoloji 31 Ekim 2024 23 Görüntüleme

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, Bezmialem Vakıf Üniversitesinin Akademi Yılı Açılış Töreni’nde konuştu Açıklaması

Sanayi Ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, sağlık alanında yapılan çalışmaların önemine değinerek, “Son 22 yılda sağlık sektöründe 3 bin 363 yatırıma teşvik verdik, 759 milyar liradan fazla yatırımı harekete geçirdik ve yaklaşık 212 bin nitelikli istihdamın önünü açtık.” dedi.

Bezmialem Vakıf Üniversitesinin 2024-2025 Akademi Yılı Açılış Töreni, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır’ın katılımıyla üniversitenin Vatan yerleşkesinde gerçekleştirildi.

Kacır, burada yaptığı konuşmada, üniversitenin köklü tarihine vurgu yaparak, 2010’da kurulan sağlık temalı ilk üniversitelerden Bezmialem Vakıf Üniversitesi’nin de bu köklü ve kadim müessesenin temelleri üzerinde yükseldiğini söyledi.

İçinde bulunulan çağda, küresel güç yarışının teknoloji ve inovasyon zeminine kaydığı büyük bir değişime ve dönüşüme tanıklık edildiğini kaydeden Kacır, geçmişin verdiği ilham ve sorumluluğun yanında medeniyet tasavvuruyla uygun bilimsel bir bakış açısıyla çalışmalarını sürdürdüklerini dile getirdi.

Kacır, “Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderliğinde geride bıraktığımız son 22 yılda pek çok alanda büyük atılımlar, adeta sessiz devrimler gerçekleştirdik. Türkiye’yi, dünyanın en gelişmiş ekonomileri arasına yerleştirme yolunda ‘Milli Teknoloji Hamlesi’ vizyonunu ortaya koyduk. Kritik teknolojilerde ‘Tam Bağımsız Türkiye’ anlayışıyla sürdürdüğümüz bu yolculukta, ‘Türkiye Yüzyılı’nı milli seferberlik ruhu ile hep birlikte inşa ediyoruz.” diye konuştu.

“Salgın döneminde sağlıkta milli üretim kabiliyetine sahip olmanın hayati olduğunu gördük”

Bakan Kacır, Türkiye’nin “Milli Teknoloji Hamlesi” vizyonuyla gelinen noktada, küresel ölçekte savaş paradigmalarını değiştiren insansız hava araçlarının 50’ye yakın ülkenin semalarında uçtuğunu vurguladı.

TCG Anadolu’nun mavi vatanda ve uluslararası sularda özgürce yol aldığını anlatan Kacır, “Uzaydaki gözümüz’ İMECE yer yüzünün her noktasından yüksek çözünürlüklü görüntü sunuyor. Yerli ve milli haberleşme uydumuz TÜRKSAT 6A ile dünyanın sayılı ülkeleri arasındayız. ‘Türkiye Yüzyılı’nın kapısını aralarken ülkemizi küresel bir üretim üssü haline getirme yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Paradigma değişimlerine odaklanarak, savunma sanayinde elde ettiğimiz başarıyı diğer alanlara yayma amacı taşıyoruz. Nitekim Togg, bu yaklaşımımızın bir meyvesi olmuştur. Kamu destekli özel sektör girişimi olarak hayata geçirilen Togg projesi, mobilite ekosisteminde yaşanan küresel dönüşüme ülkemizin adeta verdiği cevap niteliğindedir. Benzer başarı hikayelerini başkaca alanlarda da taşımak istiyoruz.” şeklinde konuştu.

Kacır, sağlık sektörünün de bu alanların başında geldiğine dikkati çekerek, sağlık harcamaların ve ihtiyaçların arttığı bu çağda, sağlık sektöründe yaşanan paradigma değişimlerinin ülkenin teknoloji geliştirme ve üretme yetkinliklerini bir üst lige çıkarması için önemli fırsatlar taşıdığını aktardı.

90’lı yıllarda İnsan Genom Projesi başlatıldığını anımsatan Kacır, konuşmasına şöyle devam etti:

“2,7 milyar dolar gibi devasa bir bütçe harcanarak 13 yıl gibi uzun sürede insan gen haritası ancak tamamlanmıştır. Bugün herhangi birimiz 600 dolar maliyetle gen haritamıza sahip olabiliyoruz. Sağlıkta yenilikçi teknolojilerin devrini başlatan bu gelişmeyle birlikte artık kişiselleştirilmiş tedavi yöntemleri geliştirmek çok daha mümkün. Bu sayede hastalıkların teşhis ve tedavi süreçleri çok daha hızlı ve etkili bir şekilde gerçekleşiyor. Sağlıkta dijital dönüşüm ise hem hastaların sağlık sistemine getirdiği maliyetleri etkin şekilde ölçmemizi ve yönetmemizi sağlıyor hem de vatandaşlara kaliteli sağlık hizmeti sunmamız için fırsatlar sunuyor.

Diğer yandan salgın dönemi ile beraber, sağlıkta yerli ve milli üretim kabiliyetine sahip olmanın ne kadar hayati olduğunu tüm dünyada yaşanan acı tecrübelerle bir kez daha müşahede ettik. Medeniyetlerin beşiği olarak ifade edilen birçok gelişmiş ülkede, doktorların hangi hastanın yoğun bakım solunum cihazına bağlanabileceğini, adeta kimin öleceğini kimin yaşayacağını tayin etmek zorunda kalışına üzüntüyle şahit olduk. Böylesine elim bir tabloda hamdolsun, ülkemiz salgın sürecini güçlü araştırma, üretim ve teknoloji geliştirme altyapısıyla, her türlü zorluğa göğüs geren özverili ve fedakar sağlık çalışanlarımızın, hekimlerimizin, hemşirelerimizi emekleriyle pek çok gelişmiş ülkeye kıyasla daha başarılı bir şekilde yönetti.”

“22 yılda sağlık sektöründe 759 milyar liradan fazla yatırımı harekete geçirdik”

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, sağlık sistemimizin ihtiyaçlarını yerli ve milli imkanlarla karşılamak üzere güçlü üretim ve teknoloji geliştirme altyapısını Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak seferber ettiklerini belirtti.

Salgın döneminde tüm dünyanın yoğun bakım solunum cihazı arayışı içinde olduğunu hatırlatan Kacır, “Biz, BAYKAR, Arçelik ve ASELSAN’ın destek ve çabalarıyla birkaç kişilik bir teknoloji girişimi olan BİOSYS’in geliştirdiği yerli solunum cihazından 14 gün içerisinde seri üretime başladık, binlerce, on binlerce cihazı ürettik, dünyada pek çok ülkeye bu hizmeti sunmuş olduk. Ticarette liberalleşmeyi vaaz eden ülkelerin kendi vatandaşlarını koruma adına güçlü korumacılık duvarları ördüğü bir zamanda geliştirdiğimiz teknolojiyi bizler insanlığın hizmetine sunduk.” şeklinde konuştu.

Bu salgının sağlık yatırımlarının kıymetini ve sağlıkta millileşme ve yerlileşme hamlesinin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha göstermiş olduğunun altını çizen Kacır, şunları kaydetti:

“2022’de kamuoyuyla paylaştığımız ‘Akıllı Yaşam ve Sağlık Ürün ve Teknolojileri Yol Haritası’ ile ülkemizde ve dünyadaki mevcut durumu analiz ederek ihtiyaçları ortaya koyduk. Küresel düzeyde üç önemli mesele, yaşlanan nüfus, kronik hastalıklarda artış ve yükselen sağlık harcamalarına karşı öngörücü, önleyici, kişiselleştirilmiş ve katılımcı akıllı yaşam ve sağlık sistemlerinin geliştirilmesini önceliklendirdik. Kritik ve stratejik olarak belirlediğimiz ilaç, tıbbi cihaz üretimine ve sağlık bilişim teknolojilerinde yerlileştirme hamlemize hız verdik.

Bakınız, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın liderlik ettiği hükümetler döneminde son 22 yılda sağlık sektöründe 3 bin 363 yatırıma teşvik verdik, 759 milyar liradan fazla yatırımı harekete geçirdik ve yaklaşık 212 bin nitelikli istihdamın önünü açtık. Katma değerli üretimi teşvik etmek ve cari açığı azaltmak üzere hayata geçirdiğimiz Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında, biyobenzer ilaçlardan kanser ve otoimmün ilaçlara, ortopedik cihazlar ve protezlerden yenilikçi eşdeğer ilaçlara kadar 16 milyar liralık yatırımı 38 projede destekliyoruz. Elbette sağlık teknolojilerinde önümüzdeki dönemde yeni sağlık çözümleri geliştirmemiz için nitelikli AR-GE çalışmalarına imza atmamız gerekiyor.”

“TÜBİTAK programlarıyla sağlık sektöründe pek çok alanda çalışmalara öncelik veriyoruz”

Kacır, üniversitelerin akademik potansiyeliyle özel sektörün nitelikli insan kaynağını girişimcilik kültürüyle buluşturulması gerektiğine dikkati çekerek, başarıyı yakalamada disiplinler arası işbirliğinin büyük öneme sahip olduğunu dile getirdi.

Sağlık çalışanlarının, mühendislerin, araştırmacıların bir arada olmasını arzu ettiklerini ifade eden Kacır, “Disiplinler arası bir yaklaşım sergileyerek nitelikli AR-GE projelerine imza atsınlar. Çığır açıcı buluşlara hep birlikte koşsunlar. İşte bu anlayışla ilaç, tıbbi cihaz ve medikal sektörü başta olmak üzere sağlık alanında faaliyet gösteren öncü firmalarımız bünyesinde barındıran 71 AR-GE merkezinde 1886 araştırma projesini bakanlık olarak destekliyoruz. Bugüne kadar teknoparklarımızdaki 1414 teknoloji girişiminin sağlık teknolojileri alanındaki 1216 projesine katkı verdik.” açıklamalarında bulundu.

Kacır, TÜBİTAK destek programlarıyla AR-GE ve yenilik konu başlıkları altında sağlık sektöründe pek çok alanda çalışmalara öncelik verdiklerine vurgu yaptı.

Sağlık alanında verilen burs ve imkanlara değinen Kacır, şöyle konuştu:

“Burs ve destek programlarımızla son 22 yılda sağlık alanında 10 bin projeye ve 17 binden fazla bilim insanı ve gencimize TÜBİTAK aracılığıyla 43 milyar lira destek sağladık. Bizler için oluşturduğumuz ekosistem kadar bu ekosistemin çıktıları da büyük önem taşıyor. Ülkemiz teknoloji ekosistemi bugüne dek milyar dolar değeri aşan 7 teknoloji girişimi, bizim ifademizle 7 Turcorn çıkardı ama henüz sağlık teknolojilerinde Turcorn çıkaramadık.

Bugün dünyada 120’den fazla sağlık teknolojisi girişimi bu düzeye erişmiş durumda. İnanıyoruz ki sağlık alanında nitelikli insan kaynağımız ve kurduğumuz güçlü teknoloji ekosistemiyle önümüzdeki dönemde küresel ölçekte başarı hikayeleri yazacağız. Türkiye’yi yalnızca Türkiye’den değil tüm dünyadan sağlık girişimleri için çekim merkezi konumuna taşıma yolunda atılacak her adımın destekçisi ve hamisi olmayı sürdüreceğiz.”

Kacır, üniversite çatısı altında bugün gerçekleştirilecek olan Be Pathfinder BioStartup Festivali’ni de yenilikçi sağlık girişimlerinin müşteri, finansman ve pazarla buluşması için başarılı bir adım olarak gördüğünü kaydetti.

“Türkiye Yüzyılı’nı inşa ederken, gençlerin alın ve akıl terine ihtiyacımız var”

Bakan Kacır, mekanın üniversite, konunun araştırma, inovasyon ve girişimcilik olunca öznenin de gençler olduğunu belirterek, gençlerin, yarınlar adına herkesin umudu olduğunu söyledi.

Bu toprakların evlatları olarak gençlerden büyük beklentileri olduğuna dikkati çeken Kacır, “Türkiye Yüzyılı’nı inşa ederken, onların alın ve akıl terine ihtiyacımız var. Bizlere düşen de gençlerimizin hayallerini bu topraklarda gerçeğe dönüştürmesine imkan tanıyacak iklimi hep birlikte inşa etmektir. Özellikle TÜBİTAK bünyesinde yürüttüğümüz programlarla gençlerimizin üniversite eğitimleri esnasında girişimci olmalarını ve aktif bir şekilde bilimsel araştırmalarda yer almalarını temin ediyoruz. Üniversite Öğrencileri Araştırma Projeleri Destekleme Programlarımızla gençlerimizin araştırma projesi hazırlama, yürütme ve yönetme kültürü kazanmalarını teşvik ediyoruz.” diye konuştu.

Stajyer Araştırmacı Burs Programları STAR programı ile gençlere TÜBİTAK merkez ve enstitülerinde yürütülen, TÜBİTAK tarafından desteklenen araştırma projelerinde görev alma imkanı tanıdıklarını anlatan Kacır, “Sektör Kampüste” programıyla üniversite öğrencilerine sektör profesyonelleri tarafından güncel ve sahadan içeriklerle hazırlanan zenginleştirilmiş dersler alma imkanı sundukları bilgisini paylaştı.

Kacır, “TEKNOFEST’lerle gençlerimizin teknoloji ekosistemimizdeki yerini güçlendiriyoruz. TEKNOFEST ile gençlerimize hayallerinin peşinden koşma imkanı sunuyor. Bu yıl Adana’da düzenlediğimiz TEKNOFEST Akdeniz bünyesinde gerçekleşen 9. İstanbul Uluslararası Buluş Fuarı’nda Bezmialem Vakıf Üniversitesi bir altın, bir gümüş ve iki bronz olmak üzere dört madalya birden kazandı.” dedi.

Bu başarıların gelecek yıllarda daha da üst seviyelere çıkmasını temenni eden Kacır, gençlerin ülkenin en değerli varlıkları olduğunu ve “Milli Teknoloji Hamlesi” hedefleri doğrultusunda ilerlerken, “Türkiye Yüzyılı”nda gençlerin yıldızının parlayacağının altını çizdi.

Kacır, bilim ve teknolojinin ancak insanlığa hizmet ettiği ölçüde kıymet taşıdığını vurgulayarak, ahlaki değerler üzerine yükselmeyen bilim ve teknolojinin insanlık için ancak felaket doğuracağına tarih boyunca çok defa şahit olunduğuna işaret etti.

Kaynak: AA / Emirhan Yılmaz – Ekonomi

Yorumlar

Yorumlar (Yorum Yapılmamış)

Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Tema Tasarım | Osgaka.com